27 Nisan 2010 Salı

Türkiye Standartlarındaki Üst Düzey Maç


Galatasaray Bursaspor bu macı izleyen taraflı tarafsız herkesin yaptıgı ilk yorum bu oldu, haksız da değillerdi, bu maçı izleyen bir 'futbolsever'in mactan tatmin olmamamsı imkansızdır. Macta futbol adına tek eksik olan sey ise goldu. Birşeyi cok fazla istersen olmaz ya o misal iki takımda o kadar gol atmak için ugrastı ki ikisi de beceremedi bunu. Bunda şüphesiz ki Bursa'nın en onemli gol silahı Sercan'ın D. Guiza'ya özenmesi ve Aykut'un son on yılı yedek gecirmesinin içindeki tüm birikimi as kaleci olarak dışa vurması büyük etkendir. Ama burda asıl konuşulması gereken konu, bazı yandaş medyanın acık acık, bazı aklı başında insanların da ima ederek dile getirdiği, Galatasaray'ın Fenerbahce'nin şampiyon olmasını istememesinden dolayı onların tabiriyle 'yatacak' olması. Aslında bunları söyleyenler bunun aksi olması için elinden gelen herseyi yapanlardan başkaları değiller. Koskoca Galatasaray'ın böyle birşey yapmayı düşünmeleri beyinlerinin ne kadar küçük oldugunun bir göstergesidir aslında. Üstelik Galatasaray'ın ligdeki konumu ununu sermiş elegini asmış vaziyette de değil, Şampiyonlar Ligine katılabilmesi için mutlak kazanması gereken bir mac. Hayır bu eyyamcı kesim aynı konuyu bundan altı yıl once 9 Mayıs 2004'te Fenerbahce ile Trabzonspor şampiyonluk için yarışırken de dile getirmişlerdi, öyle ki Trabzonspor'un kesin kazanması gereken bir maç, Avni Akerde oynanıyor, Galatasaray'ın o sezon için hiçbir umudu kalmamış gidip orda catır catır oynayıp 4-2 kazanmıştı ve bu sonucun ardından Fenerbahce Şampiyonlugunu ilan etmişti. Buna ragmen hala herkesi kendi kafa yapısında zanneden bazı kesim eksik akıllarıyla konusmaya devam etti gecen hafta boyu. Tüm bu igrenc eyyamların altında başlayan mac, futbolun tüm kötü yönlerini barındıranlara inat, futbolun bütün güzelliklerini sunarak izleyenlere keyif dolusu bir heyecan yaşattı.
Ama yukarda anlattıgım zihniyetteki insanların atadıgı ya da yönettiği ya da bir şekilde etkisi altına aldıkları eyyamcı hakem Bunyamin Gezer macın bu sonucta bitmesi için de eleinden geleni yaptı. Yoksa Lucas Neil'e verilen kırmızı karttan on saniye sonrasında bir kırmızı kart da Bursa'dan Zapo'ya cıkarmasının ve bu kırmızı karti hemen hemen her korner pozisyonda olabilecek itişmeler sonucu vermesi başka bir mantıkla acıklanamaz. Biz yine de futbolun güzelliklerini yansıtarak izleyenlere bu kadar güzel bir mac izleten, heyacanın bir an bile düşmesine izin vermeyen iki takıma da bir 'futbolsever' olarak teşekkürü borc bilelim. Bence tamamen renklere takımlara bakmadan soyluyorum pazar gunu sahadaki iki takımdan birisi kesinlikle şampiyon olmalıydı hiç yoktan o gun izlediğim bir önceki mactan galip gelen takıma gore daha cok hakettikleri kesin! Bunu soylerken de en başta futbol kalitesini ön planda tuttugumu acık bir şekilde belirtmek isterim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumumuzun daha etkili, daha verimli olması için lutfen sonuna isim, lakap, initial, plaka vb birşeyler ekleyelim

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...