27 Eylül 2009 Pazar

Gidişin Bile Metin'e Benzedi Abi...

#Adanmış Hayatlar: Alpaslan Dikmen


Alpaslan Dikmen... Galatasaray'a adanmış bir hayat.. İlk kez 2001 yılında Sebahattin Şirin'le beraber cıktıgı yolda Ultraslan ın temellerini atmıştır. O gunden bugune gelene kadar Ultraslan bu kadar büyüdüyse sevilen sayılan br taraftar grubu haline geldiyse bunun kuskusuz ki mimarı Alpaslan abimizdir. 43 yıllık hayatına bir cok sey sıgdırmıs deplasmanda Sami Yen'de Galatasaray'ın hep yanında olmustur.



Alpaslan Dikmen için iş, güç, hayat, eğlence, hüzün, sevinç, bayram... Hersey Galatasaraydı. En başta onun adı vefaydı, sevgiydi, saygıydı. Nerde bir yardım kampanyası, anma toreni, ağac dikme orda Alpaslan orda Ultraslan vardı onun sayesinde. Zaman zaman Galatasaray yonetiminin bile unuttugu bircok eski emektar futbolcularımızın saglıgın da hastalıgında taziyesinde en başta hep o olmuştu. Onun içindir ki rakip tribunlreden bile; Alpaslan Dikmen sanki supermen, sanırsın batman sesleri yukseliyordu..


Tribunde bir köprüydü alpaslan abi. zengin ile fakir arasında, liseli ile lisesiz arasında, anadolu ile istanbul arasında, iyi ile kötü arasında, okumuş ile cahil arasında, kapalı ile açık arasında, taraftar ile yönetim arasında, sarı ile kırmızı arasında. galatasaray köprüsüydü adı. ben onu ne zaman görsem ya birinin sorununu dinliyor olurdu, ya birine yardım ediyor ya da haytalık yapanlara "akıllı olsanıza" diye laf yetiştiriyordu. senelerce ali sami yen'in eşi fahriye yen bakım yurdunda yaşarken bizi her hafta rutine baglatıp ziyaretine götüren de oydu, metin oktay'ı taraftarlarca ziyarete gidelim yalnız bırakmayalım diye çığır açıp gelenekselleştiren de oydu, ultraslanı üniversitelere taşıyıp dev bir organizasyon kuran da oydu, bizi galatasaraylı herşey müptela eden de oydu ve en çok da binlerce dostluğa sevgiye arkadaşlığa sebep olan oydu. (sozlukte bir kardeşimiz en guzel şekilde özetlemiş buyuk abimizin hayatını...http://sozluk.sourtimes.org/#14100342 )

Ve tarih 27 Eylül 2008'i gösteriyordu ki acı haberi geldi Alpaslan abimizin.. Bursa'da ailesiyle gecirdiği trafik kazası sonucuna aramızdan ayrılmıştı Alpaslan abimiz...Çok sevdiği Metin Oktay gibi bizi bir trafik kazasıyla yalnız bırakmıştı, tribünlerimizin Alpaslan abisi...

Galatasaray Kulübü, resmi internet sitesinin açılış sayfasında Alpaslan Dikmen için hazırladığı bir taziye fotoğrafı koydu ve şu açıklamayı yaptı: "Başımız Sağolsun: Alpaslan Dikmen'i Kaybettik

Hemen ardından Fenerbahçeliler paylaştı acımızı..."Alpaslan Dikmen, Bursa yolunda geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Dikmen, taraftar grubu ultrAslan'ın Genel Koordinatörlüğü görevini de yürütüyordu. Antu.com ailesi olarak Merhuma Allah'tan rahmet sevenlerine sabır diliyoruz."


Çarşı'da karartmıştı acılış sayfasını abimizin bir resmini koyup su mesajı yayınlayarak;

"Galatasaray tribünlerinin en sevilen isimlerinden dostumuz ve arkadaşımız Alpaslan Dikmen'i, biraz önce bir trafik kazasında kaybettiğimizi öğrenmiş bulunuyoruz.
Üzüntümüz sonsuzdur.
Alpaslan Dikmen anılarımızda ve tribünlerimizde sonsuza kadar yaşayacaktır.
Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm Galatasaray camiasına sabır diliyoruz.
Başımız sağolsun.
ÇARŞI"
Hatta cenaze toreninde Fenerbahceli bir kardesmizin su sozleri manidardır. "o da biz de sarıyı sevdik. biz yanına laciverti koyduk o ise kırmızıyı. tek farkımız da buydu. abimizdi. gitmeyecekti.."

Bir tribun lideri duşunun ki bu kadar sevilen... Bir tribun lideri düşünün ki herkesin bu kadar sevdiği saydıgı takdir ettiği... Ne kadar da anlatsak yetersiz kalır cümleler, O sadece Galatasaray tribunlerinin değil tum tribunlerin Alpaslan abisiydi.. Acınız acımızdır diyerek tum Türkiye'de tribunlerde aynı beste yankılanıyordu;


Yillar yili hic bikmadin,
buyuk bir askla baglandin,
yeri geldin sabahladin,
butun omrunu harcadin.
Simdi soyle, neredesin sen?
Olur mu birakip gitmen,
keske cikip saka desen,
ne olur ALPASLAN DIKMEN!


Adı vefa duygusuyla özdeşleşen Alpaslan Dikmen oyle aşılamıştı ki bu duyguyu sevenleri kara cıkartmadı onun yüzünü.. Onun ardından adını atkılardan marşlara, dövizlerden pankartlara her yere taşıdılar. Ve ölümünün birinci yılında(bugun) Alpaslan'a Mektuplar isimli kitapta topladılar ona duydukları sevgiyi. Bugun itibariyle tum Galatasaray Store'lardan temin edilebilir. Kitabın geliri mi? O da Alpaslan Dikmen adına Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımımıza bağışlanacak..
Ölümünün birinci yılında Alpaslan Dikmen abimizi saygı, sevgi ve dualarla anıyoruz....
Son olarak Akşam gazetesi yazarı Bahri Havadır'ın vefatından iki gun sonraki ilk macın ardından kaleme aldığı yazısı paylaşmadan edemeyecegim;
ALPARSLAN İÇİN!..29.09.2008 09:14
Sevgili Alparslan sen şimdi merak edersin, Galatasaray dün gece harikaydı. Hatırlarsın geçtiğimiz hafta Kocaeli’ye 4 atmıştı ya bu kez de aynı tarifeyi Konya’ya uyguladı. Sevgili kardeşim golleri Baros, Kewell ve Lincoln attı ama bütün tribünler atılan golleri sana yazdılar. Goller geldikçe hep bir ağızdan seni seven dostların “Alparslannn Dikmennn” diye bağırdılar. Hatta senin için bütün tribünler şarkılar bile besteledi. Galatasaray’ın niyeyse ilk yarıda durgundu sevgili Alparslan. Hele yediği bir gol vardı ki bütün defans uyudu. Sen tribünde olsan kahrolurdun. Ama ikinci yarıda Galatasaray’ın coştu. Sezon başından beri yerden yere vurduğumuz Lincoln şov yaptı hatta gol bile attı. Baros da gollerine devam etti. Sen de olsan, tribündeki mutlu Galatasaraylılar gibi coşardın. Skibbe ilk yarıdaki kötü Galatasaray’ı ikinci yarıda farka koşturdu. Mehmet Güven gibi orta sahada sırıtan bir oyuncuyu çıkartıp yerine Volkan’ı koydu. Sen detayları pek sevmezdin Alparslan ama bunları aktarayım dedim. Bir tek Arda dün gece durgundu. Hasan Şaş takımı çoşturdukça çoşturdu. Yani Galatasaray bu galibiyetle Fenerbahçe’yle puan farkını açtı Alparslanım. Senin adaşın Alparslan da oyuna girdi ama formasında Erdem yazıyordu. Yöneticilere sorduk, formaya bundan sonra Alparslan yazacaklar. Galatasaray’da oynayan bir futbolcu Alparslan’ı görmek isterdin ya o yüzden Alparslan yazacaklar. Aramızdan çok zamansız çekip gittin ama sen rahat uyu kardeşim. Çünkü Galatasaray böyle giderse, Baros dün geceki gibi istekli olursa, Lincoln böyle kalitesini ortaya koyarsa fark her hafta açılır. Sen merak etme! Sarı -Kırmızılılar kalecisiyle, savunmasıyla, orta sahasıyla muhteşem yabancılarıyla aldı başını gidiyor.
BAHRİ HAVADIR/ AKŞAM

26 Eylül 2009 Cumartesi

Pick of the week





Team: Galatasaray
Hats off to Frank Rijkaard's Galatasaray who are enjoying their best ever start to a domestic campaign having won all six of their Süper Lig games and averaging 3.16 goals per match. (uefa.com)
"Frank Rijkaard'a şapkamızı çıkarıyoruz. Kulüp tarihinin en iyi başlangıcını 6 galibiyet ve 3.16 gol ortalamasıyla yaptılar."
Uefa'nın resmi internet sitesi Uefa.com haftanın takımı olarak Galatasaray'ı secti. F. Rijkaard'dan ve Galatarasay'dan ovguyle bahsettiği haberi Galatasaray'ın bu sene ne kadar dogru işler yaptıgının kanıtıydı adeta. Uzun sure ayrı kaldıgımız Uefa gundemine tekrar geri donmemiz cok sevindirici. Tabi ki burdaki en buyuk pay suphesiz ki teknin direktorumuz F. Rijkaard'ın. Anlaşılan bu sene bol bol Uefanın mansetlerini süsleyecegiz bizi izlemeye devam edin:)
Haberin Devamı:
Haftanın Oyuncusu: Raul Gonzales ( Real Madrid )
Haftanın Maçı : Manchester United - Manchester City
Haftanın Golü : Mamadou Niang ( Olympique De Marseille)

24 Eylül 2009 Perşembe

Hadi açılalım


Başbakan Eroğan New York'tayken kürt sorunuyla ilgili demeclerine guya kararlığına parmak basarak devam ediyor. Princeton Üniversitesi'nde 'demokratik açılım'ı "Burada hesabımız şudur; kısa, orta ve uzun vadeli olarak bütün bu demokratik açılım sürecini çalıştırmayı hedefliyoruz. Yani hepsini bir anda derseniz, bu tabi mümkün değil, hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lazım" demiş. Sayın Recep Tayyip Erdogan New York'ta BM kongresi için bulundugunu biliyorduk biz. Ya Birleişmiş Milletler Turkiye'nin acılımı için toplandı ya da Erdoğan kendisni hala TBMM de sanıp bizi kimlere anlatıyor. Bir üçüncü ihtimal daha var ki o en acısı, malum ABD 2011 de Irak'tan cekilmeyi planlıyor. Hiç yoktan Obama'nın sözü bu yonde, herkesin Obama'dan beklentisi de... O bolgeden cekilmeden herseyin durulması lazım ki bu bulanıktaki en buyuk sorunlardan birisi de kurt sorunu. Erdogan gitmiş New York'a BM kongersi için ve ballandıra ballandıra acılım konusunda ne kadar kararlı olduklarını anlatıyor. Sanki kendisine verilmiş olan gorevi başarıyla sırtlanmış nasıl başa cıktıgını/cıkacagını anlatmakta. O zaman sormazlar mı Başbakana sen kime neyi anlatıyrsun? Daha dune kadar ortalıkta acılım ya da sorun tarzında birşey konusulmazken bugun önce sorun olarak surdun piyasaya, sonra da çözüm getirmeye kalktın. Meğer sorunda çözüm de Başbakanın içindeymiş. Sonra tuttun onu Turkiye yi karış karış gezip anlatacagım bu sorunu beraber çözecegiz dedin. Ona da eyvallah da sen kimle berabersin Sayın Başbakan, Türkiye'nin karış karış topragı bitti de mi orda çözümünü anlatıyorsun. Hani bizim sorunumzdu bu, hani biz cozecektik? Konuyu orda gundeme getirmenin ne manası var? Bu sene ki ABD hizmet madalyasına mı göz diktin? Yoksa Nobel Ödülüne mi?


Demokratik açılım konusu gundeme getirildiginden beri soyleyip duruyor Başbakan artık kan akılmayacak, anneler üzülmeyecek diye. Ama her hafta ona yakın sehiit veriyoruz, ustune usluk karşına alıp adam yerine koyup konustugun adamlar ertesi gun cıkıp "Çözüm İmralı'da" diyebiliyor. Bu ne cesaret bu ne terbiyesizlik. Korkarım bu gidişte acıla caıla İmralı!ya kadar varacaksın. Zamanında sen değilmiyidin "Pkk siyasal bir orgutlenmedir" diyen DTP ye "Öyleyse siz niye varsınız?" diye ayar veren. Şimdi ne değişti ki alıp karşına konuşuyor, onlara da konuşma fırsatı veriyorsun. Boyle cozeceksen cozme bırak sorun olarak kalsın Başbakan açılma, cok acılırsan acıldıgın yerde bogulursun. %48 lik oy oranına guvendiğin milletin bir anda tepetaklak eder sandıkta haberin olmaz.
Madem o kadar cok düşünüp acılım yapmak istiyorsun yatırım yap o bolgede yatırım yap GAP projesini bitir, oralarda yaşamayı cazip hale getir. Açılacaksan ekon0mik olarak açıl, tv kanalı kurarak kürtceyi secmeli ders yaparak değil. Oldu olacak bir bayrak biraz toprak ile anayasanın birazının kürtcesini ver zaten herseyden biraz biraz veriyorsun gör bakalım ondan sonra ne olacak?

23 Eylül 2009 Çarşamba

Gözen Activity Group
Beer Party
Date:Friday, 25 September 2009
Time:19:00 - 23:00
Location:WOW HOTEL


Birilerinin sizin için birşeyler yapması ne kadar güzel. Özellikle o birileri çalışanları için, onların güzel vakit gecirmesi için, işleirini sevmesi, daha iyi konsantre olması, sosyal olmaları yada kaynaşmaları için yapıyorsa ve bunun için özel bir grup kurdularsa ama birşeyleri yapmaya sondan başlamamak lazım.

Ramazan ayındaki iftar davetinize katılamadıgım için cok üzgünüm sanırım buna da gelemeyecegim. Yine de teşekkürler iş arkadaşlarım adına...

Yassaaak kardeşşim yassaaaak...



acini alir içinden
yakar küle çevirir
savurur duman gibi dagitir
mutluysan eger
izin vermez kendine saklamana
baslarsin anlatmaya
paylasmaya
yoksa eger yaninda
utana sikila istersin baskalarindan
sicak dostluklar kurdurur insana
canimimi esirgiyecegim senden
al senin olsun
hiçbir zaman vazgeçmem senden
en sadik dostum
sigara ....

Demiş yazan, herkesin bir bahanesi var mutlaka kimisi alışkanlık işte bırakılmıyor diyor, kimisi dertlenip efkardan yakıyor bir tane, kimisi sevincten.. Bazısı yemekten sonra tatlı gibi diyor, bazısı çayın yanında olmazsa olmaz. Takımı gol yiyen de yakıyor bir tane gol atan da.. O kadar cok sebep var ki yakmaya. Tabi en az onun kadar sebep de bırakmak için de...





Özenti, taklit etme, merak, iddaa, kendini kabul ettirme, kendini ispatlama, büyüdüğünü gösterme, aşırı stres, can sıkıntısı,duygusal sorunlar... Liste uzar gider. İçen herkes bir şekilde başlamış ve herkesin anlatacak bir hikayesi mutlaka vardır bu konuda.
"Sigara sağlığa zararlıdır" en cok bilinen duyulan telaffuz edilen söz budur herhalde. Aslında içen de farkında bunun, üreten de dagıtan da satan da.. Buraya kadar herkesin kendi hayatı, kendi düşüncesi denip geçilebilir ama asıl sorun son zamanların en çok tartışılan konusu; Sigara yasağı;



Yasa, ‘Kapalı alanlarda sigara içilmeyecek’ diyordu eskiden, Şimdi "Kapalı alanların tamamında , ortak kullanılan heryerde, okulda, takside, otobus duragında, metro duragında, okul bahcesinde, universite kantininde, restoranda, kafede, barda, birahanede hatta nerdeyse her hanede..." Boyle olunca içen kesim kandi içinde haklı olarak isyana başladı. Restoran sahipleri ya catıyı acmaya başladı yada eleman cıkarmaya. Olay işsizlik artara kadar geldi. Olayı buraya getirense bizim ülkemizdeki tutum biz birseyi ya tamamen serbest bırakırız yada sonuna kadar yasaklarız. Eger heryerde sigara içenler ve içmeyenler için ayrı bir bolum varsa ve içmeyen kesim herhangi bir şekilde rahatsız edilmeyecek bir ortam saglanırsa kim neden şikayet etsin ki. Konu oyle bir noktaya geldi ki, işsizliği artırdı, kimine gore bir daha ki secimde oy bahanesi bile olacak, herkes magdur herkes ezildi. Ama bir kesim var ki onlar gercekten magdur, bilindiği uzere Ataturk Havalimanı transit bolgede de hiçbiryerde sigara içilmiyor, herhangi bir oda yada bolum yok. E herkes de istanbul dan baska bir yere gitmiyor ki bavullarını versin iki sigara yakıp gecsin içeri, adam Singapur'dan Pekin'den hatta Tokyo'dan geliyor en az on saatlik bu yolculukta sigara içmemiş, İstanbulda 3 saat kalacak ordan Londra, Madrid yada Amerika'da bir yere transit olarak gececek etti mi sana en az 20 saat, zaten ucakla yolculuk stresli bir konu bircogu için, e bu vatandaş ne yapsın? Hiç yoktan bir oda yapılamaz mıydı? Gelen on yolcudan dokuzunun sordugu sey bu. Tek secenek yolcunun gidip vize alıp pasaport kontrolden gecip dısarı cıkması sonra bir sigara ve tekrar pasaport kontrol ve ucaga. Bunu goze alan var sırf sigara içmek için. Tabi bunun için de nerden baksanız uc saatlik vaktiniz olması lazım. Ya bu kadar vakti olmayanlar? Gecenlerde yolcunun teki sordu bu konuyu, anlatınca adamın gozleri doldu sırf bu yuzden al sana gercek magdur... Gerci ben illegal bir yol tarif ettim tabi ama yazık adamın haline. Gecen adamın teki polise soruyor ben bu fiyatı odesem burda bir sigara yakamaz mıyım diye? Polis de yok gorursem hem sigarayı alırım hem de parayı dedi:) Bu konuyu sordugumda işletmeci şirket Tav'ın bu konuda bir yer belirleyip konuyu gerekli mercilere taşıdıgını ama olumsuz sonuclandıgı söylendi, bu uygulama gercekten tiryaki olup sık seyehat edenlerin rotasını bile değiştirmesine sebep olacak gibi gozukuyor.


Bu yasanın uygulandıgı en sacma yer ise nargile kafeler, e adamların işi duman üzerine eger sen o işyeri acma ruhsatını verdiysen, her yıl vergi istemeyi biliyorsan içilmesine de musaade edeceksin ki zaten nargile içmeyen kimse gitmez nargile kafeye.. Onun için kime ne yasagı getiriyoruz ki.. Yukarda da belirttiğim gibi konunun kacınılmaz cözümü cok basit, ayrı bir yer. Şimdilik hava sıcak oldugu için pek goze batmayan bu konu en fazla iki ay içinde tekrar gundemi meşgul edecektir.


Sonuc olarak suphesiz ki "Sigara saglıga zararlıdır" ama kişinin kendi istğiyle başkasına zarar vermeden yaptığı birseye de yasak getirmenin bir manası yok.


*Günler sonra gelen edit:

ŞOK ŞOK ŞOK



Sesimizi duyan TAV yetkilileri Ataturk Havalimanı'na gec de olsa sigara içme odası yaptılar aha da haber: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12639729.asp?gid=229


22 Eylül 2009 Salı

Eline Saglık...


Turkcell Super Liginin altıncı hafta kapanış macında enterasan bir mac izledik. Bir tarafta ilk beş macında puan kaybetmeyen Galatasaray ile hiç puan alamamış Kasımpaşa, herkesin farklı skorla Galatasaray'ın galibiyet beklentisinin altında başladı mac. Daha macın 8.dakikasında Ali Gunes'in muthis kurtarışyla mac kopacakken Ali Gunes'in de soylediği gibi herkesin gordugu pozisyonu sadece hakem gormeyip es gecti. Diger gor(e)meyen ise Yılmaz Vural mış mac sonunda Bahri Havadır o pozisyonu sordugunda once yalandan hatırlayamadı. Uzun uzun dusundu ve gormediğini soyledi yapma Yılmaz Vural bu kadar yapmacık olma. Efsane bir Fenerbahce - Besiktaş macı vardı zamanında Cordoba'non kırmızı kart gormesiyle tum değişiklik haklarını kullanan Beşiktas'ın kelsine Pancu nun gectiği, eger bır gun Kasımpaşa da boyle bir pozisyona düşerse kaleye kim gececek konusunda cok tartısılmasına gerek kalmayacak. Rıdvan Dilmen'in de dile getirdiği gibi Ali Gunes Rüştü'den de Hakan'dan da iyi cıkardı topu. Bu arada Ali Gunes'i mac sonunda pozisyonu degerlendiriken kafamla yetişemediğim için elimle cıkardım diyerek durstce herseyi anlatmasını takdir etmek gerek.

Gelelim macın Galatasaray tarafına, Galatasaray için iki farklı devre iki farklı takım vardı sanki sahada, ilk yarı top kaybetme yarışına giren futbolcuların yerini ikinci yarı tam tersine kim daha cok top calacak kim daha cok pozisyona girecek diye düşünen futbolcular almıştı sanki. Muhakkak ki bunda ilk yarı cok fazla efor sarefeden Kasımpaşa'nın yorulması da cok etkili oldu. Nonda Keita ikilisinin de hakkını teslim etmek lazım muthiş bir uyum içerisinde ust düzey bir performans sergilediler. Ozellikle Nonda hiçbir macta ilk onbirde başlamamasına ragmen 5 gole ulastı ki bu rakam Beşiktaş takımının 6 macta attığı toplam golden fazlasına denk geliyor.

İzleyen herkesin keyif aldıgı bir mac oldugu kanısındayım, ozellikle Gakatasaray'ın macı son dakikada koparması da ayrı bir zevk verdi. Eline Sağlık Galatasaray.. Tesekkurler Frank Rijkaard...

21 Eylül 2009 Pazartesi

Maalesef...


Daha birkac saat oncesi iki Manchester takımının mucadelesindeki seyir zevkinden bahsetmiştim, hatta keşke saati bu kadar erken olmasa da bizim maclarıda aynı zevkle izleyebilseydik demiştim, dun aksam ki Fenerbahce İstanbull Bb macını izlerken ne kadar haklı bir durumdan bahsettiğimi bir kez daha anladım. İki istanbul takımının mucadelesinde son yılların en kotu futbolu oynandı. (mucadele dediğim için kusura bakmayın cunku lafın gelişi mucadele diyorum cunku sahada mucadele adına hiçbirşey yoktu). Hiç bir futbol macını izlerken bu kadar sıkıldıgımı hatırlamıyorum maalesef... Futbolun keyif veren hiçbir yonunu bulamadık. Hatta bir ara Fenerbahce tribunleri bile oynanan futboldan o kadar sıkıldı ki takımı ıslıklamaya başladı -ki Daum mac sonunda tepki vermekten ger kalmadı- Belki de bayram gunu olmasından olsa gerek yoksa bizim ligimiz bu kadar da kalitesiz olmamalı... Mac bu kadar sıkıcı olunca golun de duran toptan gelmesi kacınılmazdı, ama şaşkınlık yaratan serbest vursutan gelen gol Alex'in değil de G. Vederson'un ayagından olmasıydı. Her ne olursa olsun Fenerbahce lşgde 6 da 6 yaparak yoluna kayıpsız devam ediyor.




Dün akşamki mactan en ilginc kare ise en son 8 Nisan 2007’de Real Madrid’de yedek kalan, Fenerbahçe’de sürekli ilk 11’de yer bulan Roberto Carlos'un verdiği bu pozdu. Carlos'un yerinde dun G. Vederson vardı üstelik golu de o attı. Anlaşılan Roberto Carlos'un efsane sol bekin dünyanın en hızlı futbolcusunun yedek kulubesibe alışma vakti geldi. Hey gidi
gunler hey...







20 Eylül 2009 Pazar

Manchester City vs Manchester United



Müthiş bir derbi vardı Old Trafford da tıklım tıklım tribunler, eski yeni oyuncular, müthiş bir mucadele United atıyor City cevap veriyordu. Klasik tabirle adına yakışan keyifli bir mücadele izliyordu futbolseverler.. 90 dakikaya tam altı gol sıgmıstı. United üç kez one gecmesine ragmen City her seferinde eşitliği saglamasını başarmıştı. Taaa ki 4. gole kadar, macın sonuna verilen dort dakikalık uzatmayı hakem altı dakika oynatınca 90+6 da Owen'ın gole geldi boyle zevkli bir mac dramatik bir halde bitti. Mark Hughes in haklı tepkisi eşliğinde üç puan ManU ya ucup gitti. Biz izleyenlere de seyir zevki muthiş bir mac kaldı.


Macın pazar saat 15:30 da olması da buyuk bir handikap oldu bizim için. Bugun izleyecegimiz Turkcell Super Ligi macından, Super Ligden hatta Türkiye'den sogumamıza sebep olabilir zira...

Şeker gibi bir bayram...



Çocukken güzeldir bayramlar...
Çok güzeldir de bayramlar, yine de en çok çocukken...
Hep başa dökülen kolanya, bir süre sonra avuç içine dökümeye başlarsa, çocukluğun bittiği anlaşılır...
Ama hep güzeldir bayramlar...
Barışmak için, hatırlamak için, gitmke için, gelmek için fırsattır değerlendirebilene... *


Sevdiklerimizle güzeldir bayram, sevdiklerimizle olma zamanıdır cunku...
Herkese sevdikleriyle nice guzel bayramlar gecirmek temennisiyle...

Bu konuda gelen bir bayram mesajını da paylaşmadan edemeyecegim;
"Hayatta yaşamak boş gelir insana, içinde bahaneler ararız fakat bulamayız, sonra anlaşılır ki hayat bahaneler için değil sevdiklerimizle yaşamak içindir.."

*zekirdek.com'dan alıntıdır.

19 Eylül 2009 Cumartesi

Mesaj alınınca...


Turkcell super ligi 6. hafta mucadelesi Besiktas ve Kayserispor inönü de karşı karşıya.. Bir yanda 17 agustos 2009 Antalyaspor macından bu yana gol atamayan Musatafa Denizli'nin Besiktası diger tarafta cezalı oldugu için takımını tribunden Tolunay Kafkas'ın Kayserisporu... Mac boyunca Kafkas takımına yanındaki bir bayanın kulubedeki yardımcısına gonderdigi cep telefonu mesajlarıyla yonlendiriyor ve 90 dakika sonunda mac Kayserisporun tek gollu galibiyetiyle sonlanıyor. Beşiktasın gol orucu ramazan ayı bitmesine ragmen devam ediyor. Mac sonunda ise Besiktas tribunlerinden yonetim istifa sesleri... Kayserispor tribunden gelen mesajı aldı bakalım Demiroren Besiktas tribunlerinden gelen mesajı alabilecek mi? Yoksa son dort yılında altı hocanın gorevine son verdiği gibi yine faturayı teknik direktore kesip Denizliyi mi yollayacak? Bekleyip gorecegiz, sonuc her ne olursa olsun kaybeden cefakar Besiktas taraftarı oldu. Gecmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz...

Sahur, iftar, pide, nefis... Ramazan

19.09.2009 cumartesi.. 30 ramazan 1430.. Acısıyla tatlısıyla bir ramazan ayının daha sonuna geldik.Nasıl gecti diye soramıyorum kendime cunku o kadar cabuk gecti ki anlayamadım bile. Gun gectikce yas ilerledikce hersey biraz daha hızlı geciyor, sanki büyüdükce hayallerimiz azalıyor gunler hızlanıyor, gecmişte hazla zevkle yasadıgımız gunler şimdi bir tat almaya fırsat bile olmadan gelip geciyor. Uykulu gözlerdeki sahurun tadı, iftar telaşındaki akşam vaktiyle onbir ay sonra tekrar buluşmak üzere elveda ya sehr-i ramazan...
Ramazan ayındaki hosgorunun sevginin tum yıl devam etmesi temennisiyle..

18 Eylül 2009 Cuma

Bu blog dediğin nedir ki?..


Hiç gunluk tutmadım hayatımda, belki de birşeyi surekli olarak yapamadım hiç yada günlük uğraşlarla gecti zamanım hep. Hep düzenlemek istedim hayatın akışını bir günde bunu yapacagım su kadar sayfa kitap okuyacagım, su kadar konuda soyle yapacagım boyle yapacagım... O kadar cok zaman harcadım ki bu konuda geriye dönüp baktıgımda sadece program yaptığımı gördüm ve programdaki hiçbirşeyi yapamadığımı.. Sonra gun geldi baktım ki elde hiçbirsey kalmamış onun için kafamdan gecen herseyi burdan yazmaya karar verdim herhangi bir konu sınırlaması da getirmedim kendime birseyler yazmak yeterli benim için başlangıcta.. Zamanında Devlet Bahceli'ye gazetecinin teki sorar; "Sayın Bahceli Kemal Derviş'in istifasını nasıl yorumluyorsunuz?" Bahceli; "Gec kalınmış bir karar olarak yorumluyorum" der. Benim bu kararım da gec kalınmış bir karar olarak yorumlanabilir ama şimdilik kararlıyım ve hiç yoktan bunu bari surekli olarak yapma gayretindeyim. Bu gayreti de zaman içerisinde gorecegiz inşallah..

Hep kose yazarlarına imrenmişimdir, adamlar hem içinden gecenleri, kendi dusuncelerini gunluk gazetelerindeki köşelerine aktarıyorlar hem de bu aktardıklarından para kazanıyorlar ne güzel.. Benim maddi bir kaygım yok tabi, tamamen duygusal:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...