30 Mayıs 2010 Pazar

Giderim Bu Diyardan

İnsan ister istemez alışıyor durdugu yaşadıgı yere, sevse de sevmese de hayatının bir kısmını gecirdiği yere alışıyor ve düşündükce o yerin ve orda yaşanılanların mazide kalan bir yaprak olacagını burkuluyor insanın içi belli belirsiz sebepli sebepsiz. Her bir önceki evin içinde yaşadıgın hatıralar da geride kalacak, artık bakamayacagın için bir koşesine hatırlamayacaksın orda gecen hatıraları. Cunku anahtarlıgındaki anahtarlar artık başka kapıyı acacaktır artık koridordan sola dondugunde mutfak, saga dondugunde banyo olmayacaktır, değişecektir tum alışkanlıkların.  Dogal olarak bir alışma sureci olacak yeni yerine yeni hayatına, kapısına, penceresine herseyine bir alışma sureci. Tıpıkı hayatta oldugu gibi, dunyada da kendine ait bir evin yoksa kiracısın devamlı ve yaşanacak bu surec belli periyodlarla devamlı. Değişecek seni saran duvarlar değişen ihtiyaclarına göre.  İşte benim de hayatım boyle bir taşınma surecinde gecti hep. Atalarımızın göcebe hayattan yerleşik hayata gecen en son milletlerden biri olmasından mıdır nedir devamlı bir göç halindeyim nedense. Bunun içindir ki son yedi yılda onuncu kez değişiyor catısı hayatımın. En uzun periyod son iki yılla Cevizlibağ'a ait şimdilik. Bundan sonra yeni mekan Yeni Bosna, bakalım bundan sonra neler gösterecek hayat nereye surukleyecek beni...

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Seni Görmek İstiyorum



Turk Yunan ilişkilerinin canlandıgı su gunlerde Despina ablamızdan cok vurucu bir şarkı, sözlerini ilk dinleiyişte anlamasınız bile insanı alıp götüren, götürdüğü yerde bırakan, bitirne bir şarkı sözlerini arastırınca da oyle hissetmekte haklıymışım dedirten bir şarkı.

Yunancası

den ksero ti na kano
den ksero ti na po
pos na sou eksigiso
to lathos mou auto
tilefona se pairno
psahno na se bro
mia eukairia sou zito
thelo na se do
esto mia fora
eftaiksa alla
to'ho metaniosei pikra
thelo na se do
esto ena lepto
ftanei gia na po
osa den tolmousa na sou po
signomi na sou zitiso
na klapso, na prospathiso
na mou'heis empistosini
opos palia
signomi leo kai matono
pethaino otan se pligono
monaha esena agapao alithina
mi les pos agapouses
mia pseutiki kardia
o, ti ki an eho kanei
to plirosa akriba
tilefona se pairno
ma den mou milas
ki ola teleiosane gia mas...
thelo na se do....

Türkçe de de böyle oluyormuş;

ne yapacagimi bilmiyoum
ne diyecegimi bilmiyorum
sana nasil aciklayacagimi
bu yaptigim hatayi
telefon ediyorum sana
seni bulmaya calisiyorum
bir firsat vermeni istiyorum senden
seni görmek istiyorum
bir kere daha en azindan
sucluydum ama
çok fena pisman olmus durumdayim
seni görmek istiyorum
bir dakika dana en azindan
yeter de artar bile
söylemeye cesaret edemediklerimi söylemek
senden özür dilesem
aglasam, çaba göstersem
güvensen bana
eskiden oldugu gibi
özür diliyorum ve içim kan agliyor
seni yaraladigimda ölüyorum
yalnizca seni seviyorum gercekten
söyleme bana
yalanci bir yüregi seviyor oldugunu
her ne yaptiysam
ödedim fazlasiyla agir bedelini
telefon ediyorum sana
konusmuyorsun benimle
ve böylece bitiyor bizim için her sey
seni görmek istiyorum...

*Ayrıca bu şarkıyı Yaşar da üzerine Turkce söz ekleyip Yulduz Usmanova ile birlikte soylemiş, acaba hangisi orjinali hangisi cover diye baktıgımızda bu şarkının Despina Vandi'nin efsane sakısı Gia albumunde yer aldıgını goruyoruz.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Bir Tek Annem Olsun Bana Birşey Olmaz


bir tek annem olsun bana bişey olmaz :) | izlesene.com

annedir yüreği fazla dayanamaz
herkes bıksa benden annem bana doymaz
öper besler beni unutur kalbinde
annem burda olsun
bana bişey olmaz
hergün bakar bana
kusurumu görmez
günler gece olsa
o ışığı sönmez
ellerim büyüdü avuçlarında
bi tek annem olsun bana bişey olmaz..

Sertab Erener'in seslendirdiği Pınar Süt reklam müziği, anneler gününde tüm annelere..

9 Mayıs 2010 Pazar

Hoşgeldin İzmir Futbolu Hoşgeldin Bucaspor

Karşıyaka, Göztepe, Altay hepsi bir donem Turk futboluna damgasını vurmuş dört büyüklerin korkulu belalıları İzmir'in güzide klupleri. Şimdilerde ikisi play off'la super lige cıkma mucadelesinde. Göztepe'nin nerde oldugunu bilen bile yok son on yıldır kayıplarda. Altınordu, İzmirspor da var tabi onlarda İzmir'i temsil etmişlerdi super ligde. Ama şimdi gerek kotu yonetimden, gerekse yapılanma sorunundan kimse tutunamadı super ligde;
Dile kolay 7 yıl... tam 7 yıldırdır super lig Turkiye'nin ucuncu buyuk şehri İzmir'den herhangi bir kulüp olmadan oynanıyor. İzmir'de ki o kadar futbolseverin 7 yılda izleyebildiği en buyuk maclar o da verilirse iki yolda bir Turkiye Kupası finalleri. Yoksa o da yok he bir de tarafsız saha cezası almış büyük takımlar da İzmir'in yolunu tutuyordu. Ege'nin bu en güzel şehri sanki bir surgun yeri muamelesi goruyordu. Herkes artık Altay'dan Karşıyaka'dan birşeyler bekler hale geldi, Hiç yoktan birisi bari cıksın İzmir'den bir takım Super Lig'de olsun görüşü hakimdi herkeste. Hatta İzmir takımları birleşsin bir takım olarak cıksın diye öneriler bile yapılmıştı.
Bu kadar yıl aradan sonra en nihayetinde bir İzmir takımı Turkcell Super Lige yükselme başarısını gösterdi. Hem de bu takım beklentilerin aksine ne efsane Göztepe, ne Altay, ne de Karşıyaka.. İzmir'in en mutevazi yerlerinden mutevazi kadrosuyle Bucaspor.
1928 yılında kurulan Bucaspor, 1984 yılında Türkiye Üçüncü Ligi'nin kurulmasıyla profesyonel olmuş. 6 yıl bu ligde mücadele eden İzmir ekibi, 1990 yılında tarihinde ilk kez 2. Lig'e yükselmişti. 1994 ve 1996 yıllarında play-off'larda iki kez Turkcell Süper Lig'in kapısından dönmüştü. Geçtiğimiz sezon TFF 2. Lig'de şampiyon olarak Bank Asya 1. Lig'e yükselen Bucaspor'a sezon başında Super Lige cıkma konusunda şans verenlerin sayısı hiç yok denecek kadar azdı. Ama onlar beklentilerin ötesinde bir performans göstererek Süer Lige direk cıkma hakkını elde ettiler. Şimdiden bu başarılarını tebrik ediyoruz, inşallah kalıcı olurlar. İzmir'i ve İzmir Futbolunu seviyoruz

Eskişehirspor AC Milan


Eskişehirspor klubu Milan klubuyle işbirliği anlaşması yapmış, ilk duyunca insanı şaşırtan bu haberin detaylarına bakılınca klup yonetimine helal olsun demek gerekiyor. Dort buyuk klubun bile buna benzer bir çalışması yokken nerden akıl edip düşündülerse cok başarılı bir iş cıkarmışlar. Anlaşmanın detayları ise şöyle şekilleniyor.
Kulübun bu konudaki acıklaması;
Kulübümüzle AC Milan kulübü arasında iş birliği anlaşması yapılmış bulunmaktadır. Kulübümüzün gelecek hedefleri doğrultusunda, 50. Yılını kutlayacağı 2015 yılı Eskişehirspor için çok büyük önem arz etmektedir. Aynı zamanda 2016 yılında Avrupa Futbol Şampiyonasına aday olan ülkemizin aday şehirlerinden birinin de Eskişehir olması ve yeni bir stadyuma sahip olacak olmamız sebebiyle 50. yılımızda sağlam bir altyapı, altyapısından oyuncu yetiştirip A takım hizmetine sunan, oyuncularını sadece Türkiye içerisine değil yurtdışı kulüplerine de pazarlayarak sağlam bütçelere sahip bir kulüp olarak gelecekte Avrupa Kupalarında yeni stadımızda mücadele etmek istiyoruz.
Bu amaçla temelleri sağlam oluşturmak ve dünyanın en önemli kulüplerinden renktaşımız AC Milan kulübü’nün tecrübelerinden yararlanmak için Kulüp başkanımız Halil Ünal ve AC Milan Kulübü Sportif direktörü Sinyor Ariedo Braida’nın katılımlarıyla işbirliği anlaşması yapılmıştır .
Bu işbirliği anlaşması çerçevesinde;
- Eskişehirspor Kulübü A takım ve altyapı teknik direktörlerimiz AC Milan kulübü tesislerinde kalarak onların tecrübelerinden faydalanacaklar
- Eskişehirspor Kulüp doktoru dünyanın en önemli sporcu sağlık merkezi Milan Lab’de eğitim alacaklar
- Eskişehirspor Altyapı oyuncuları AC Milan kulübü altyapısında eğitim alabilecek
- AC Milan altyapı teknik direktörleri Eskişehirspor Kulübü’ne gelerek gerekli eğitimleri verecekler
- AC Milan, Eskişehirspor Kulübü A takımına iki kulübün üzerinde anlaştığı oyuncuları verebilecek
- İki kulüp programları doğrultusunda belirlenecek şehirde dostluk maçı yapacak ve geliri hayır kuruluşlarına bağışlanacak
- İki kulüp bu işbirliğini sembolize eden ürünler üretecek ve taraftar mağazalarında satışa sunulacak
- AC Milan kulübü Eskişehirde ortak bir futbol okulu açacaktır.

* Eger hayata gecirilebilirse cok onemli projeler var, inşallah da başarılı olurlar. Turk futboluna boyle guzel hareketler lazım. Zaten taraftarı ve şehriyle begeni toplayan Eskişehirspor'u tebrik ederiz.

4 Mayıs 2010 Salı

Monotonluk Maratonu

# carpe diem; izle, dinle, anla


Bir önceki konuda girince mononluk mevzusuna, değinmeden olmaz Sagopa'nın şarkısına, paylaşmak gerekir bu konuda yazılmış en güzel şarkıyı bu eşsiz klibiyle. Tabi dikkat cekmek gerekir her dizesinde ayrı bir anlam yüklü olan cümlelere.

Sagopa Kajmer - Monotonluk Maratonu
Kolera;
Benimle kal! Hevesim kursağımda takılı kaldı
Gözlerim telaş timsali her ölenle ağladı
Pervasız tenin gözümü aldı komada martı
Lodos mağduru melteminle ayıldı ve yalnız uyandı

Suskunluğum minnetimdi, yokluğun varlığı kanattı
Kendimi limana bağladım uçarı aklım halattı
Karaların ve kesin seçimin bütünü eşittir hayattı
Bacaklarım kırıldı adın koluma kanattı (kanat)

Burun buruna geldim seni bulmak için her belayla
Düşündüm 3 yıl arayla, küs mü Mecnun Leyla'ya?
Bacaklarımı sarkıtırım dalga çarpar ayağıma
Beyaz saçların akasya çalmış kokunu lavanta

Vadeli yıllar karanlıktan korkmayı sana yasaklatır
20 senede uzayan saçı küçük bir bit makaslatır
2 çocuğum olsa aklım salıncakta sallanır
Büyümek istemiyorum annem babam yaşlanır

Saçının teli kopmasın, korkarım Allah muhafaza
Şerefine izin verdim bugün kalbimdeki her muhafıza
Ziyarette evliya dedim fark etmelerini sağla
Buz gibi karaya vurmuşum, bulmuş sahil muhafaza

Tanrım yıllar günaha soktu, gel de içimi filtre et
Yıkılır bendim ilk tayfunda yağmurun işi çiselemek
Sineğin yalısı her papatya yüzünden çirkin çiçek
Çıkışmıyor param melek, yürüyerek geliyorum sabret.

Nakarat:
Bırak, yine başa döndü bu dünya
Yine sona sardı aynı kaset, bıktım
Bu monotonluk maratonu, onu tanı,
İçinde düşünce koştur

Sago;
Derin bir denizin dibine çökmüş bir hazine aşk denen
Gafilen bir av olur aniden. Bir kalp ve diğeri hükmeden.
Benden uzakta olsun derdim körpecik çocukken.
Gücümü toplamam gerekti aldanışımı yaşarken

Kıvranışımı seyreden melekler gibidir sükunet
Tam kendimi toplamışken önüme çıkar hayalet
Ve korku içime hücmederken korkup kaçar cesaret
Felaket sarsılışımı izler, cesede çevirir esaret

Yardım et, bir iğne vur ve sönsün acımın yangını
Güneş su olsa, yağmur kurusa ayıltamaz bu baygını.
Çok zorladım şansımı ve yatıştırdım hırsımı.
Yaşama kafa tutarken kafamı kırdı cadının tılsımı

Hileden uzak bu adama sille vurma yazıktır.
İlle çile mi çekmem lazım? Nurum yüzüme dargındır
Bil de gerisi mühim değil, sevgim sana özel ve saftır
Bugüne dek işlediğim günaha istirhamım tek bir aftır.

Dökmek ister içini içim, anlatmalı mı biçim biçim?
Her neşe, bir içim ve içlenişime direnişim.
Ben yürüdükçe kalır izim, bitmek bilmez pembe dizim.
Yüzüm her resimde karanlık, karamsar bir çizim.

Kendime Yeni Bir Ben Lazım

Hep birşeylerin peşindedir insan, koşar bir oraya bir buraya. Derken akşam olur, sonra yeni bir sabah, yeni bir akşam ve yine bir sabah. Öyle gecer ki zaman sanki kovalar birbirini günler. Bazen bir bakmışsın ki bir onceki gunun bir sonrakinden hiç bir farkı yok, aynısı tıpkısı. Sonra bir daha ki gune başlamak için ne hevesi kalıyor insanın ne de neşesi hayata dair. Çünkü hayat baglamış monotonluga, sonra bir anda sorgulamaya başlıyor insan aman Allah'ım hayat bu mu ve boyle mi gececek hep diye..Artık rutin haline dönüşmüş olan hersey daha da zor gelecek insana, daha bir sıkıcı. Normalde yapmaktan zevk alınan seyler de bir sure sonra yitirecek tadını. hayaller başlayacak sonra alıp başını gitme isteği, cekip gitmek ardına bakmadan. Ama cıkacak mutlaka seni oraya baglayan birşey, hep hayalde kalacak düşünceler. Babam ve Oglum'daki o unutulmaz replik özetleyecek bir sure sonra insanın halini; İnsan büyüdükce hayalleri küçülür mü baba? O küçükken kurulan masum hayaller de cazip gelmeyecek insana, bu mudur ki büyümek, bu mu yaşam. O zaman hiç büyümek istemeyecek insan ama her gecen gün öldürecek içindeki çocugu biraz daha. Sonra gunler haftalar aylar birbirini izleyecek yat, kalk, işe git, kalk işe git yat. Bu sıkıcı hayatta azıcık da olsa insanı heyacanlandıran o kaybettiği heyacanı tekrar canlandıracak birşey gerekecek insana, belki yeni bir iş belki yeni bir hayat, dost sevgi vs her neyse. Arada ihtiyacı oluyor insanın söylemeye kendime yeni bir ben lazım diye.

2 Mayıs 2010 Pazar

Olmamış




Hani bazı takımlar vardır ya forması reklamıyla özdeşleşmiş, değişitirilnce bir tuhaf gelir insanın gözüne alışamaz uzunca bir sure. Hep arar eski halini, Beşiktaş Beko reklamlı Puma forma mesela, uzunca bir sure kullanılan bu formadan sonra Beşiktaş ne kadar reklam ya ad forma değiştirdiyse de hala efsane forma odur. Opel reklamlı cubuklu Milan forması, yada Pirelli reklamlı İnter forması. Bunları cogaltmak mümkün tabi, ama bunların içinde o formayla en cok özdeşleşmiş olanı, Carslberg reklamlı kırmızı Liverpool formasıydı, formayla o kadar özdeşleşmişti ki reklam değil adeta amblem gibiydi onsekiz yıldır kullanılan bu forma da tarih oluyor maalesef. Çünkü Liverpool bir daha ki sezon için Standard Cahretered isimli bankayla sponsorluk anlaşmasına vardı ve yeni sezon formalarını satışa sundu bile, Carlsberg'e çok alıştıgımızdan mıdır nedir ben hiç sevmedim cok eski bir goruntu vermiş Carlsberg'in o modern logosundan sonra.

Peki bu da ne derseniz, Liverpool bugun son kez Carlsberg reklamlı kırmızı formayla sahaya çıkacakmış Chealse karşısına. İlk forma sponsorları Hitachi'den sonra sırasıyla Crown Paints, Candy ile çalışan Liverpool 18 yıllık Carlsberg reklamlı formalarına enterasan bir fikirle son veriyorlar bugunkü macta. Bu fikirde şu sıralar devam eden Shangai'de ki Dunya Ticaret Fuarı'nda Ingıltere'den temsil edilen tek şehir Liverpool olmasının yanı sıra -ki bundan sonra Liverpool ve Shangai kardes sehir olacaklarmış- Çin'de ki Liverpool taraftarlarına da bir jest olsun istemelerinin payı büyükmüş. Bu formayı gorunce sonra bu da nerden cıktı diye düşünmeyin o garip yazılar Carlsberg'in Çin'de ki adı ya da markasıymiş ki altta ki uzanan çizgiden de anlaşılıyor cok rahat.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Başarılı Bir Çalışma Bursaspor Klibi



Bursalı yönetmen Özkan Öz'ün, Bursaspor için ABD'de hazırladıgı klip gercektan baya başarılı olmuş, özellikle verdiği mesajlar cok güzel. Texas eyaletinde olması, Bursa'yla özdeşleşen timsah yürüyüşü falan düşünce olarak etkileyici. Bursaspor sevgisini Amerika'da da yaşadıklarını belirten Öz'ün Bursaspor'a gönderdiği mesaj şöyle:
'Amerika'da yaşayan bir Bursalıyım. Burada reklam ajansımız var. Bursaspor için gönüllü olarak bu çalışmayı yaptık. İlerleyen günlerde klibimizin ikincisini de tamamlayıp sizlerle paylaşacağız. Bursaspor'a şampiyonluk yolunda başarılar diliyoruz.' Başarılı çalışmalarının devamını bekliyoruz.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...