11 Şubat 2010 Perşembe

Magluptur Bu Yolda Galip

 Şubat ayındaki ilk iki maça gore daha diri, daha derli toplu bir takım vardı dün Sami Yen'de. Galatasaray dün Antalya karşısında iki kez one geçtiği macta bence cok gereksiz pozisyonlarda, basit bir sekilde yediği iki gol sonucunda macı 3-2 önde bitirmesine rağmen Ziraat Türkiye kupasından elendi.Forvetsiz takımımızı yıkan goller ise eski forvat olan Necati Ateş'ten geldi.Aslında bakıldıgında bir turnuvaya veda etmek şüphesiz ki bir kayıp ama Galatasaray için dün akşam ki tek kayıp bir üst tura ya da finale cıkacagında alacağı para. Yoksa bu kupada gerek kupanın önemi, gerekse prestiji bakımından burda kendini ispatlamasına gerek yok. Bakıldıgında zaten bu kupaya en cok sahip olan takım, bunu zaten cok var fazlasına gerek yok anlamında soylemiyorum tabii ki. Kimisinin 28 senedir kazanamadığı bu kupayı sadece bu surecte en az on kere kaldırmış bir takım olarak dün akşam ki macı ben kayıp olarak görmüyorum aksine dün akşamki mücadelede golcü olmamasına ragmen üç gol bence nerden bakarsanız bakın pozitif bir gelişmedir Galatasaray için. Zaten Antalya engelini aşmış olsa bile bu kupayı Avrupa kupalarına katılmak için tek fırsat olarak gören Trabzonspora yada bu kupa için 28 yıl bekleniş olan Fenerbahce'ye yenilmesi bu kadro için sürpriz olmazdı. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi Galatasaray takımda şu an direk forvet oynayacak bir oyuncunun olmaması nedeniyle sıkıntılı bir sürecte ve bu sıkıntıyı atlatmak içinse iki şeye ihtiyacı var; birisi zaman, digeri de Elano, Arda, Keita gibi oyuncuların göstereceği performans ile birlikte yeni oyuncuların takıma uyum sağlaması. Bu konuda dün akşam Elano beni haksız cıkarmadı, gercekten müthis özverili oynayıp iyi bir mücadele örneği gösterdi, keza Caner'in hücuma yaptığı katkı yatsınamaz.İkinci yarı oyuna giren genc Emre Çolak'ın Kayseri maçında olduğu gibi dünkü macta kendine biraz daha özgüven kazanması bunu bir de golle süslemesi dün geceye dair olumlu noktalar. Bir de hayalkırıklıkları var tabi, bunların içine G. Dos Santos'u koymak ne derece dogru olur tartışılır, biraz daha zaman verip izlemek lazım şüphesiz. ama ya Arda ve Keita'ya ne demek lazım. Dün akşam ikisi de adeta  ne kadar yıldız ne kadar yetenekli olursanız olun eger formda değilseniz bu yeteneğiniz sahaya yansıtamıyorsanız bunun hiçbir önemive anlamı kalmaz tezini ispatlamak için uğraştılar adeta, hele Keita neredeyse hiçbir topu verimli kullanamadı. yaptığı ortalar verdiği paslar o kadar etkisizdi ki Keita klasında birinden beklenmeyecek bir performans gösterdi.

 Mustafa Sarp'a hiçbirsey demeyecegim cunku bu adamın hamuru bu kadar, hırslı azimli ama bu hırsı altıpasta topu daha musait pozisyondaki arkadaşına bırakmak yerine kendi ayagını sokup dışarı atacak kadar da beceriksizliğe itti onu. Bunu yazagacım hiç aklıma gelmezdi ama maalesef ki Uğur Sabrü'nin yerini dolduramadı, dolduramıyorda zaten, o yüzdendir ki dün akşam Galatasaray'ın sol kanatı ne kadar etkiliyse sağ kanadı da bir o kadar etkisizdi. Bunlar dışımda son Kayseri macında biz iyi bir ikili olacagız mesajı ever L. Neil ile Emre her gecen gün biraz daha uyum sağlayacaklarını dün akşam da gösterdiler. Diğer oyuncular ise maalesef standartın üzerine cıkamadılar. Aykut için iki üç kelam etmek gerekirse,bence her türlü L. Franco'dan iyi durdu ve ben buradayken ne diye bir yabancı hakkınızı bu adamla harcıyorsunuz der gibiydi. Sonuc olarak keyifli bir mac izledik dün akşam, üç iki galip gelmemize ragmen toplamda Antalya'nın 3 golune dortt golle karşılık vermemize ragmen maglup sayılıp elendik kupadan. Şimdi önümüzde tam bir hafta var zorlu A. Madrid deplasmanına cıkmak için. Tam bir hafta, taşları yerine oturtup nerde ne yapacağımızı iyi bilmek için. Şayet bu süreyi iyi değerlndirirsek hedeflenen sonuca emin adımlarla ilerleyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumumuzun daha etkili, daha verimli olması için lutfen sonuna isim, lakap, initial, plaka vb birşeyler ekleyelim

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...