Zaman geçtikçe insan daha bir büyüyor, sadece büyümeyip olgunlaşıyor da ister istemez, olgunlaştıkça da yeni şeyler öğreniyor ya da öğrendiklerini daha doğru yorumluyor. Zaman öldürüken bazı şeyleri bir yandan da yardımcı oluyor hayata daha farklı gözlerle bakmana yada bazı konularda sokuyor insanı beklentiye. Su zamanlar da benim de öğrendiğim en onemli şey insanlar hakkında cok beklentiye girmemek. Her kim olursa olsun ister en yakın arkadaşın, ister sevgilin, ister patronun ister sıradan biri hiç farketmez; cok bir beklentin olmayacak. Beklentin ne kadar çok olursa hayal kırıklığın da bir o kadar büyük oluyor. Dogal olarak da bunun sonucu sana yansıyor. Eğer illa bir beklentin olacaksa kendinden olacak hiç yoktan insan kendi kendini hayal kırıklıgına uğratmaz ugratsa da başkası kadar acıtmaz.
Belki de hayatta hiç beklentisi olmadıgı anda mutlu olur insan, zaten beklediğiniz birşey mutlu etmez insanı sonucta oyle olacagı beklentisine girmişsinizdir bir kere. Ama bazen de istemeden bekleyiverir insan birşeyleri, girer yine de ister istemez bir beklentiye, işte o zaman bir kez daha ögrenir hem de acı bir şekilde beklemenin, olmasini istedigi seyin olmasini beklemenin ne kadar kötü oldugunu özellikle beklediğin şey olmayınca. Karsinda su hayattaki en sevdigi kisi bile olsa, su hayatta ugruna herseyin feda edilebilecegi insan bile olsa acıtır seni, hatta beklentinin sahibi ne kadar değerliyse o kadar cok acıtır içini. Onun içindir ki olmayacak hiç bir beklentin kimseden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumumuzun daha etkili, daha verimli olması için lutfen sonuna isim, lakap, initial, plaka vb birşeyler ekleyelim