26 Kasım 2010 Cuma

New York'ta Beş Minare

Fragmanının Filmden Daha Güzel Oldugu Film;
  İlk gun film izlemek risklidir, daha hakkında hiçbir geri dönüş almadan gider izlersiniz. Genelde bunu uzun suredir takip ettiğim mutlaka izlemeleiyim dediğim filmler için yaparım (bkz. Avatar) Neredeyse ilk kez boyle bir gaflete düştüm, o gun sinemaya gidesim vardı ve izlenebilecek tek film buydu, merak da ediyordum acıkcası. Kadroya baktım; Haluk Bilginer, Engin Altan Düzyatan, Ali Sürmeli gibi başarılı oyuncuların yanı sıra (Başrol oyuncularından biri olan Mustafa Sandal'ı görmezden geliyorum) ”Cehennem Silahı” filmiyle hatırlayacagımız bir Danny Glover, ”Yüzyüze” den Gina Gershon... Afişlerine baktım, profesyonel ellerden cıktıgı belli, biraz hatta biraz değil epey Amerikan filmlerinden cakma olmuş ama olsun sonucta filmin adı New York'ta 5 minare olsun o kadar dedim. Fragmanını izledim halikulade, cok basarılı olmuş. aksiyon sahneleri muthiş, konuya göz attım enterasan. Dedim neden olmasın, tamam yönetme, yapımcı ve başrol oyuncusu Mahsun Kırmızıgül olabilir ama malum tabular yıkılmak için vardır, önyargılı olmayalım izleyelim. Gittim izledim cıkışta söylediğim ilk cümle keşke sadece fragmanını izleseymişim oldu. Neden mi öncelikle filmin konusuyla film aynı yolda ilerlemiyor sonra Mahsun Kırmızıgül'ün okul yıllarında hiç edebiyat dersi almadıgı cok belli. Zira orda ogretilen ilk şey; paragraf ya da kompozisyon yazmaktır. Kompozisyon yazarken de ögrteilen ilk şey yazının bir giriş bir gelişme bir de sonucunun olması ve konudan sapılmadan o yolda ilerlenmesidir. Bircok konuyu aynı yola sokup haarmanlamaya calışmış Kırmızıgül, öyle olunca da bir konunun üstünde durulmamış. İçinde bir cok konu olsun ve bunların hepsi vurucu konular olsun, damardan girsin hassas noktalara değinilsin böylece daha cok izlensin, ilgi ceksin mantık böyle işleyince filmin gidişatı da bu yönde olmuş. Aslında bu durum yani işin hassaslık ve vuruculuk boyutu Mahsun Kırmızıgül'ün bir anda direk yönetmen, yapımcı, oyuncu olarak lambadabak girdiği sinema dunyasındaki yol haritası sanki yada her yönetmenin bir tarzı vardır ya Kırmızıgül tarzı da bu olsa gerek. Önce Beyaz Melek ile büyüklere saygı, dogudaki bu konualara olan hassasiyet, batıda millet yaşlıları onca eziyet yapılan huzurevlerine koyarken doguda baş tacı ediliyor mesajı, bir iki can alıcı işkence sahnesi, bir sunu da soyle yapalım biraz daha aglatalım gayretini izledik. Sonra Güneşi Gördüm ile türk kürt kavgası aynı duvarda daga cıkan ve askerde olan kardes resimleri, bir yandan töreler, bir yandan kardeş kavgaları yine damardan damardan girilme cabası. Türk sinemasında ne kadar fukara edebiyatı yapılırsa o kadar başarılı olur o zmana ne duruyoruz hadi aglatalım anlayışı. Son olarak da New York'ta Beş Minare ile bu tarzın tavan yapmış hali. az ona Amerika'ya gönderme yapalım, az islami terore, biraz da toreye giydirdik mi vermiş oluruz duyguyu anlayışı. Sonuc Mahsun Kırmızıgül'ün olay yaratan yeni filmi. Dikkat ederseniz tüm filmleri oyuncu kadrosu mükemmel. Hep usta isimlere yer verilmiş, neden konudan damardan giriyoruz bu insanları aynı filme de koyalım sükse yapmak nedir görsün millet.
 Filmin tavsiye edilecek bir yeri yok ama sırf Haluk Bilginer'in muhteşem oyunculuguna bir kez daha hayran olmak için, amerikan filmleri tarzı aksiyon sahnelerini bir de türk filminde görmek için izlenebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumumuzun daha etkili, daha verimli olması için lutfen sonuna isim, lakap, initial, plaka vb birşeyler ekleyelim